Lykurgos milattan önce 800 yılları civarında doğmuştur. Sparta'da doğmuştur ve krallık yapmıştır.

 

İlginç Tahta Geçme Öyküsü

 

Lykurgos'un abisi Polydektes ölünce Lykurgos istemeden kral olmuştur. Daha sonra ölen abisinin eşinin hamile olduğu öğrenilmiştir. Bunun üzerine çocuğun erkek olması üzerine Lykurgos mutlu bir biçimde tahttan inmiştir ve 8 aylık bir krallık geçirmiştir. Tahttan inince Lykurgos ülkelerden ülkelere gezme planını devreye sokmuştur. Ve ülkelerin yönetim biçimlerini incelemiştir. Bir süre sonra ülkesi Lykurgos'a ihtiyaç duyduğu söyleyerek  Lykurgos'u geri çağırmıştır.

 

Lykurgos'un Dünya Gezisi 

 

Krallığı bıraktıktan sonra Girit'e gitmiştir. Orada yönetim biçimlerini incelemiştir. Ünlü kişilerle görüşmüştür. Bazı yasaları beğenmiştir ve Sparta'ya döndüğünde uygulamaya koymayı aklına koyuyor. Politikadaki üstünlüğü ile tanınmış Thales ile dostluk kuruyor ve onu Sparta'ya getirtiyor. Girit'ten sonra Lykurgos Anadolu'ya geçiyor. Amacı Girit'in sade yaşamıyla Ionia'nın gösterişiyle karşılaştırmak. Lykurgos Homeros Destanları'yla ilk olarak burada karşılaşmıştır. Yurdundan gelen çağırma haberlerine yüz çevirmeyen Lykurgos, Sparta'ya dönmüştür. 

 

Lykurgos'un Taht Yılları 

 

Yurduna geri döndüğünde Lykurgos  herkesin kendine iyi gözle baktığını görünce hemen işe koyulmuştur. Lykurgos tahta geçtiği gibi diğer ülkelerden öğrendiği yönetim biçimlerini devreye sokmuştur. Ve Lykurgos Yasaları'nı oluşturmuştur. Spartalılar Lykurgos Yasaları'yla beş yüz yıl yönetilmiştir. Lykurgos'un getirdiği birçok yenilik arasında ilk ve en önemli olanı Senato 'dur. Halk ve Kral arasında köprü olan yirmi sekiz kişilik senato ülkede denge unsurunu sağlayacak yönetim birimiydi. Zamanla Lykurgos bu kurumu yeterli bulmadığı için Ephoros (Gözcü, bekçi) kurumunu kurdu.

 

Ephoros'un günümüzdeki karşılığı Bakanlıktır. Senato tarafından bir yıl süreyle görevlendirilen üyelerle oluşurlardı. Ve yetkilerinin arasında kralı tutuklamak da vardı. Lykurgos'un başka bir reformu ise toprakların tekrar paylaştırılması idi.Herkes geçimi bakımından eşit olacaktı. Kimsenin diğerinden üstünlüğü olmayacaktı. Ülkeyi bölerek kadın ve erkek başına toprak dağıtmıştır. Daha sonra taşınır malları da paylaştırmaya çalışmıştır. Ama kimsenin elindeki malı doğrudan vermek istemediğinden bunu dolambaçlı yoldan yapmıştır. Önce altın ve gümüş parayı tedavülden kaldırmıştır. Onların yerine sadece demir para kullanılacaktı. Demir para değeri az, ağırlı çoktu. Topluma yararı olmayan ve gereksiz sanatları yasakladı. Zaten etmese de çoğu yok olacaktı. Bunun nedeni kullanılan paranın değersiz olmasıydı. Altın, gümüş, mücevher değersiz olunca süs de yavaş yavaş toplumdan uzaklaşmıştır. Eşitliğin dozunu arttırmak isteyen Lykurgos yemek sofralarını da ortak yapmıştır. Yurttaşlar bir araya gelerek aynı ekmek ve aynı yemeği yemek zorundaydılar. Kimse artık evlerinde gösterişli sofralar kuramayacaktı.

 

Ortak yemekler on beş kişilik sofralarda yenirdi. Çocuklar da bu sofralardan özgür düşünceyi genç yaşta öğreniyordu. Ama sofrada söylenen hiçbir söz dışarı taşınmazdı. Lykurgos , yasalarını yazmadı. Ona göre yasalar kağıtlarda etkin değildi. Ona göre toplum eğitilip, kuralları gelenek haline getirmek çok daha önemliydi. Lykurgos öldükten sonra yasaları yazılı hale gelmiştir. Lykurgos savaşmayı savunmadığından, aynı düşman ile birkaç kez savaşmayı da yasaklamıştır. Ona göre savunmak, saldırmaktan önemlidir. Lykurgos'un emri ile genç kızlar da spor eğitimi alıyordu. Kızların çıplaklığı edebe aykırı değildi. Aksine sadeliği vurguluyordu. Lykurgos bekarlığa kötü gözle bakılmasını sağlamıştır. Evliler ayrı yaşardı böylece birbirlerine olan aşkları pekişirdi. Eşler birbiriyle anlaşırsa farklı kişiler ile birleşip farklı kişilerle çocuk yapabiliyordu. Lykurgos'a göre çocuklar bireylerin değil toplumun çocuğuydu. Çocuklar ailelerinden alınarak Leskhe denilen eğitim kurumlarına verilirdi. Burada çeşitli eğitimleri alır ve hayatı öğrenirlerdi.

 

 

Lykurgos'un Ölümü

 

Ülke içindeki görevlerinin bittiğini düşünen Lykurgos, ölüm orucuna girerek ölmüştür.