Kral Midas Dokunuşu (Altın Dokunuş) efsanesi

Sesli okuma özelliği ile bu hikayeyi sesli olarak dinleyebilrisiniz. SESLİ OKU SESLİ OKUMA DURDUR
Kral Midas Dokunuşu (Altın Dokunuş) efsanesi

Dilden dile yayılan ve bugünkü Türkiye topraklarında yaşadığı efsanevi bir hikaye olan Midas dokunuşu (Altın Dokunuş) efsanesi üzerine bilgiler sunacağız. Şarap, Eğlence ve Sanat Tanrısı niteliğinde olan Dionysos ve beraberindekiler Frigya Krallığının tüm topraklarında gezinirler. Bununla birlikte eğlence üzerine düşkünlüğü ile bilinen ihtiyar bilge ve aynı zamanda müzik ustası olan Silenos aşırı sarhoş olduğundan Midas’ın harika gül bahçesinde uzanarak kestirir. Civarı köylüler sarhoş bilgeyi kolundan tutarak alay edercesine Midas’ın yanına getirirler. Midas yaşlı Silenos’un bir bilge olduğunu anladıktan sonra kendisini eğitmesi isteğinde bulunur. Bu istek karşısında yaşlı bilge Midas’a şuana kadar hiçbir kimsenin dahi bilmediği harika bir hikaye anlatmaya karar verir. Bu hikaye yaşamakta oldukları evrenin çok daha dışında duran Afrika, Avrupa ve Asya kıtalarında ayrı bir kara parçasını oluşturan Atlantis’i anlatır. Bilgenin söyledikleri arasında bu ülkede yaşayan herkesin cömert olduğu ve aynı zamanda Tanrı’nın tüm zenginlik ve refahı bu ülkeye verdiği belirtilmiştir. Ülkede yaşayan herkes birbirine sevgi içerisinde saygılı bir yaşam sürdürdüğü de dile getirilen diğer hikaye kısmı olmakta.

 

Midas’ın Altın Dokunuşu

Midas bilgenin anlattığı tüm hikayeyi sonuna kadar hiç aksatmadan heyecan içerisinde dinlemiş ve oldukça etkilenmiştir. Hikayeden etkilenen Midas, konuğu yaşlı bilge için özel bir davet hazırlayarak kendi sarayında beş gün ve beş gece aralıksız olarak eğlenceler düzenlemiştir. Akabinde tanrı Dionysos’a gideceği yere sağlam bir şekilde ulaşması için rehber tayin etmiştir. Tanrı Dionysos, Midas’ın düzenlediği bu eğlence organizasyonu için ve aynı zamanda kendisine rehber tayin etmesinden oldukça memnun kalmıştır. Buna karşılık olarak Midas’a yönelerek “Dile benden, ne dilersen” diyerek Midas’ın gönlünü hoş tutmaya çalışmıştır.

Midas tanrının bu sözüne karşılık kendisine “Bana neye dokunursam altına çevirme yeteneği bağışla” isteğinde bulunur ve Dionysos bu isteği kırmayarak kendisine bu yeteneği bahşeder. Kral Midas o dakikadan sonra elini neye vurduysa birden bire altın dönüşürmüş. Bu durumdan oldukça memnun olan ve sevinen Midas, ilk önce taşlara dokunarak altına dönüştürmüş, akabinde ise çiçeklere ve sarayına dokunarak altına dönüşmesini sağlamıştır. Her ne kadar mutlu ve sevinçli bir durum içerisinde olsa da Midas için kara günler çokta uzakta değildi. Zenginlik hırsının bir gün kendi başını yiyeceğine işaretti.

Nitekim çokta gecikmeden henüz aynı günün akşamı anlamıştı bu durumun kendisine zarar vereceğini. Ekmek, kaşık, yemek, kısacası yemeğe kalkıştığı ne varsa altını dönüşüyordu ve Midas günlerce aç kalmıştı. Son olarak kızına düşkün olan Midas, kendisini sevmek için sarıldığında ise kızının altına dönüştüğünü görüp çıldırmıştır. Dionysos’a giderek beni bu  dertten kurtar dileğinde bulunmuştur. Günümüzde Gediz nehri olan ve o yaşamda adı Paktolos ırmağında yıkanmasını söyler, Midas yıkandıktan sonra tüm bu kötü durumdan kurtulmuştur.  

YORUM YAZ

Yorumlarınızı yazarken imla kurallarına dikkat ettiğiniz için teşekkür ederiz.

YORUMLAR

Henüz bir yorum eklenmemiş ilk yorum ekleyen siz olun!